minikmini View RSS

No description
Hide details



Laleler - Tulips 9 Apr 2021 4:10 AM (4 years ago)



Merhaba,

Bu gördükleriniz bizim saksılarda yetişen laleler. Her yıl açar bu minnoşlar, bana huzur verirler. 
Geçen gün, bu güzellikleri görünce, aklıma taa lise yıllarımdan kalma, edebiyat öğretmenimizin sık sık dile getirdiği bir şiir geldi.

Lalelim
Lalelide oturur
Laleli lale olur lalelimden.

Laleliden geçilir
Lalelimden geçilmez!..

Orhon Murat Arıburnu

 O yıllarda aşklar böyle dile getirilirdi sanırım. Ne kadar güzel, saf ve içten. Sevda ile araya sadece çiçekler, bülbüller, serçeler, mektuplar katılırdı. 
Şimdilerde bu çiçekler karşı tarafı kırınca durum kurtarmada kullanılıyor. 
Eskiden kırmadan, dökmeden, saygı duyarak sevmek varken, şimdilerde tam zıttı bir devir yaşanıyor maalesef :(

Yine başladım ben duygusal serzenişlere... Tamam sustum :)

Sevgilerimle

Minik

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Kabak Diyeti 10 Mar 2021 6:53 AM (4 years ago)

 


Merhaba,

"Yüreğindeki çocuğu öldürme" dediler, ben de elimden geldiğince yaşatmaya çalışıyorum. Sağlığına dikkat etmeye çalışıyorum mesela. Kilosunu korumaya çalışıyorum.
Önümüz Ramazan...
Dengelerde bozulma olabilir diye dört kilo vermek istiyorum.
Aslında son iki Ramazan'da da kilo almadım ama nolur nolmaz, temkinli olmakta fayda var.
Meşhur kabak diyetini yapayım diyorum. İki yıl önce faydasını görmüştüm.
Sabah bir adet haşlanmış yumurta, biraz beyaz peynir, maydanoz, dereotu vs. Bir dilim tam buğday ekmeği ve şekersiz çay.
Öğlene kadar bir litre su. Öğlen; iki adet dolmalık kabağı rendeleyip, az zeytinyağında soteliyorsunuz. Üzerine yoğurt (sarmısaklı  yoğurt tercih ediyorum) ve kırmızı pul biber ekleyip yiyorsunuz. Akşam da aynı öğlen menüsünü tekrar ediyorsunuz. Akşama kadar bir litre daha su içiyorsunuz.
Bu şekilde üç gün devam ediyorsunuz. Bir hafta ara verip bir üç gün daha uygulamıştım ben.
Bunun yanında yürüyüş yapmak da daha etkili oluyor.
Bir de sekiz saat düzenli uykuya da önem verilmeli. Özellikle saat 23:00'de yatağa girmiş olmak lazımmış uzmanlara göre.
Belli bir yaştan sonra çok dikkat etmek lazım. 
Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Sevgiler



Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Güle güle Rasim Öztekin 😥 9 Mar 2021 4:53 AM (4 years ago)

 


İcat Çıkarma Rukiye !

Çocukluğumdan kalma, değişik bir havası vardı. Son zamanlarda televizyon dizilerine antipati duyarken, "Seksenler" dizisinin eski bölümlerini izliyordum. Birkaç aydır yeni versiyonunu izliyorum.
Geçmişe olan özlemimi hatırlıyorum.
Ailenin Fehmi Babasıydı O. Aileyi ayakta tutan varlıktı. Çok gerçekçiydi rolü.
Nurlar içinde uyusun inşallah.
Çok kötü oldum, farklı bir duygu.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.



Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

KELİME OYUNU 9 2 Feb 2021 7:57 AM (4 years ago)


Merhaba,
Bu haftaki kelime oyunu kelimelerini ben vermişim :) deeee anca fırsat bulup yazabildim hikayemi.

Kelimeler : melek, tütsü, ritüel, yazar, gül.



GİZEMLİ JUDİ

Judi, on yedi yaşındaydı. İçine kapanık bir kızdı. Okulunda da çok başarılıydı. Bütün öğretmenlerinin gözdesiydi. Boş vakitlerini genelde kitap okuyarak geçirirdi.
Bir gün ritüel içerikli, daha önce hiç duymadığı bir yazarın kitabını aldı. Kitabın üzerinde melek resmi vardı. Çok severdi melek objelerini, odasında bir sürü melek bibloları vardı. Hatta bir melek köşesi oluşturmuştu kendine. Canı sıkkın olduğunda o köşeye gider , meleklerine dokunur, sıkıntısını gidermeye çalışırdı.
Kitabı eline aldı, biraz tedirgindi. Alışık olmadığı konular içeriyordu çünkü. Aslında televizyonda izlediği bir filmden esinlenmişti bu tarz uygulamalara.
Merakla ilk sayfayı okudu, ikinci sayfa, üçüncü sayfa derken ortalara kadar geldi. "Melek Ritüeli" başlığını görünce heyecanlandı. Ritüel gece uyumadan önce yapılıyormuş. Beyaz bir kağıda dilek yazılıyormuş, gül yağı yakılıp, dumanı ile kağıt tütsüleniyormuş.
Ertesi gün Judi, gül yağı temin etti. Diğer malzemeler de zaten elinin altında vardı.
Uyumadan önce kağıda dileğini yazdı. Değişik türde bir mumluk almıştı, porselenden. Altına küçük mum yakıp koydu. Üst kısmına biraz gül yağı döktü. Zamanla yağ yanıp hafif duman oluştu. Ama çok güzel bir koku yayıldı odaya.
Dileğini yazdığı kağıdı dumana doğru tuttu ve sonra dörde katlayıp, yastığının altına koydu.
Duasını edip, uykuya daldı. Rüyasında bir melek ona dileğinin kısa sürede gerçek olacağını söyledi.
Judi'nin dileği üniversite sınavında başarılı olup, çok istediği ekonomi bölümünü okumaktı.
Sabah uyandığında heyecanlıydı, yüreğindeki umudu artmıştı iyice.

Aradan iki ay geçti. Sınav zamanı gelip çatmıştı. Judi'de bir heyecan, bir heyecan. İçi içine sığmıyordu doğal olarak.
Sınav için evden çıkmadan melek köşesine gitti ve biblolarına gülümsedi. Sınav iyi geçmişti.
Sonuçların açıklanmasından bir gece önce aynı melek tekrar rüyasına girdi Judi'nin. Bir şey demiyor, sadece gülüyordu.
Sabah uyanıp hemen internetten sonuçlara baktı ev halkı, nefes kesen heyecanla.
Evet , rüyadaki melek doğru bilgi vermişti. Judi Cambridge Üniversitesi Ekonomi Bölümünü kazanmıştı. Ev halkı, herkes çok mutluydu.

Judi büyük bir sevinçle odasına koştu, sevincini meleklerine gülümseyerek paylaştı.
O günden sonra Judi, başı dara düşünce ya da çok önemli bir şey istediğinde melek ritüelini uyguluyor.

Son

    
 

 


Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

KELİME OYUNU 8 21 Jan 2021 7:09 AM (4 years ago)

 



Merhaba,

Bu haftaki kelime oyunu ile karşınızdayım.

Kelimelerimiz: Maske Bahar Ibiza Roman Çiçek.

İbiza adasında maskeli balo düzenleniyordu. Tüm halk heyecan içindeydi. Bu balonun geleneksel bir özelliği vardı; herkes maskesini kendi el emeği ile yapıyordu. Bahar ayı olan Nisan ayı yapılırdı bu balo. Çok neşeli geçerdi. 

Adada birbirini yıllardır seven ve bir türlü kavuşamayan çift vardı. Nurcihan Teyze ve Bedri Amca. İkisi de Yunanistan'dan gelmişti. Bedri Amca çok sevmiş , lakin bir türlü açılamamış sevdiğine. Birbirlerine olan davranışlarını hep yanlış anlayıp, duygusal yönden çok acı çekmişler. Araya soğukluk girmiş ve sevdaları yarım kalmış. İkisi de yalnız yaşamışlar uzun yıllar, hayatlarına kimseyi almamışlar. Birbirleriyle karşılaştıklarında, bırakın konuşmayı, "merhaba" bile diyememişler.

Balonun yapılacağı tarih yaklaşırken, Bedri amca bir gün Nurcihan teyzeyi yolda görmüş. Yaşının ilerlemiş olması güzelliğini hiç bozmamış. Üzerinde çiçekli elbisesiyle lise çağlarını andıran görünüşteymiş Bedri amcaya göre. 

Dar yolda karşı karşıya gelmişler. Bedri amca uzun zaman geçmiş olmasının verdiği cesaretle "merhaba" demiş. Nurcihan teyze de "merhaba" diyerek hafif bir gülümsemeyle karşılık vermiş. Havadan sudan konuşmalardan sonra Bedri amca Nurcihan teyzeye baloya birlikte gitmeyi teklif etmiş. Nurcihan teyze de utanmış ama kabul etmiş.

O akşam, iki eski aşıklar çok heyecanlıymış. Bedri amca keçeden korsan maskesi yapmış. Nurcihan teyze de beyaz kumaş üzerine tüllerden çiçeklerden oluşan bir maske yapmış. Buluşup, birlikte balonun yapılacağı mekana gitmişler. Çok güzel bir dans müziği çalınınca aniden Bedri amca sevdiğini dansa kaldırmış. Bir süre dans ettikten sonra derin bir sessizlik olmuş. Nurcihan teyze şaşkın bir ifadeyle Bedri amcaya bakmış. Bedri amca iki dudağının arasına kırmızı bir gül koymuş. Korsan maskesi ile söyleyeceklerine zemin hazırlamış. Cebinden yüzük çıkarıp Nurcihan teyzeye evlenme teklif etmiş. Nurcihan teyze yaşadığı şoka dayanamayıp ağlamaya başlamış. Teklifi kabul etmiş.

Bir ay içinde evlenmişler. Yıllarca süren hasretlik sonunda mutlu sonla bitmiş. Bedri amca Nurcihan teyzeye şöyle demiş "romanlara sığmaz yaşadığımız" 

Büyük sevdaların acısı da büyük oluyormuş.


Minik

---------------------------------------------------------------------------------

Gelecek haftanın kelimelerini ben veriyorum: Melek, tütsü, ritüel, yazar, gül.


    






Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

KELİME OYUNU 17 Jan 2021 3:45 AM (4 years ago)

 


Merhaba,

Yine bir kelime oyunu katılımı yapayım dedim, geç kaldım biraz :(

Bu haftanın kelimeleri : Kırmızı Elma, Şemsiye, Gömlek, Ayna, Fotoğraf

LULU'nun Çözümü

Lulu, çok iyi yetiştiriliyordu aile büyükleri tarafından. 
Görgü kurallarından tutun da çevre temizliği, hayvan sevgisine kadar. Büyük annesi ona nasihatlerde bulunup, toplum içinde uygun davranışlarda bulunması gerektiğini vurgulardı. 
Bir gün ormanda yürürken aniden şiddetli bir yağmura yakalandı Lulu. Evden çıkarken tedbirli olmanın önemini bildiği için, şemsiyesini çantasına koymuştu. Hemen şemsiyesini çıkarıp kendini yağmurdan korumayı başarmıştı. Fakat yağmur dinmek bilmiyordu. Koşa koşa eve doğru yürürken, ayağı takıldı, dengesini kaybetti ama düşmedi. Bir süre sonra yağmur dindi. Lulu, başını gökyüzüne doğru kaldırdı ve neşelenmesini sağlayan gök kuşağını gördü. İlk defa bu kadar net olarak görüyordu gök kuşağını. Yürümeye devam ederek, kısa sürede eve vardı. Üzerindekileri çıkardığında gömleğinin biraz ıslandığını farketti, terlediğinden dolayı ıslanmıştı. Hemen çıkarıp sandalyeye astı. Büyük annesi ona fırından yeni çıkmış çörek ve sıcak süt verdi. Afiyetle yedikten sonra da bonus olarak kırmızı elma verdi. Lulu, elmayı soymadan yerdi, vitamini kaçıyormuş :)  
Sessiz, sakin, huzurlu bir çocukluk yaşadı Lulu, ilerleyen yaşlarda bu günlerini özleyeceğini bilmeden.
....

Lulu, bugün 35 yaşına bastı. Büyük annesi şimdi hayatta değil. 
Sadece onu fotoğraflarda yaşıyor, ama aklından hiç çıkmıyor. Aynaya baktığında şu gerçeği düşünüyor ve üzülüyor. 
Büyük annesi ona hep sakin, terbiyeli ve bunlara bağlı olarak huzurlu yaşamayı öğretmişti. Lakin Lulu mutlu değildi. Çünkü, o çevresine sevgi ve huzur vermek istese bile bazı insanlar onun bu özelliğini köreltiyordu. Bazı zamanlar , eski günlere dönmek, o günleri yeniden yaşayıp deşarj olmak istiyordu. İçinden şöyle geçiriyordu "acaba teknolojinin gelişmesi, insanların bunu kötüye kullanıp, ilgi alanlarını başka şeylere yönlendirip, insanlıktan uzaklaşmalarına mı sebep olmuştu ? "

Muhtemelen öyleydi. Kafasında tek bir çözüm yolu vardı; o da artık insanlarla arasına mesafe koymaktı. Beden mesafesinden çok ruhsal mesafeydi bu. Ancak bu şekilde hayatının geri kalanını bir nebze olsun rahat geçirebilirdi.
     

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Mary and Max 10 Jan 2021 4:59 AM (4 years ago)

Merhaba,

Bugün bir değişiklik yapıp, animasyon tarzı film izledim. Uzun zamandır izlenmeyi bekliyordu.

Mary and Max

Adam Elliot'un yönettiği lk uzun metrajlı filmi. Mary, Avustralya'da yaşayan, ilgisiz, yoksul bir aileye sahip olan, sekiz yaşındaki yalnız bir kız çocuğudur. Postaneye gittiği bir gün şans eseri bir New York adres rehberi görür. Rehberi karıştıran Mary, New York'ta yaşayan Max Jerry Horowitz isimli bir adama mektup yazmaya başlar. Max, Manhattan'daki dairesinde yalnız yaşayan, ruhsal problemleri olan asosyal ve obez bir adamdır. 44 yaşındaki Max, Mary'nin mektubunu alır ve cevap yazar.

Aralarında gelişen dostluk, hayatı anlamalarını sağlar. Max'ın masumiyeti etkileyici gerçekten.

İzlemeyenler varsa , mutlaka izleyin derim.


Sevgiler,


Minik

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Ay Kadar Büyük Bir Gülücük - İzledim 9 Jan 2021 5:12 AM (4 years ago)

 Merhaba,


Günlerden Cumartesi ve dışarıda mükemmel bir yağmur var, çok şükür.

Camın önünde bir süre yağmur sesini dinledim. Huzur veriyor bu ses insana :)

Sonra bir film izledim kii , ağlamanın eşiğinden döndüm.

Ay Kadar Büyük Bir Gülücük.

ABD yapımı filmin konusu farklı. Bence her öğretmenin izlemesi gereken bir film.

Hatta bu filmi çocuklarınızla da izlemenizde büyük fayda var.

Engelli çocuklar için özel eğitim öğretmeni olan Kersjes ve yardımcısı, bir gurup engelli öğrencilerini uzay kampına götürürler. Önceleri kampa gidiş maddi açıdan durumu zorlamış olasa da sonunda gitmeyi başarırlar. Kampta kendilerine çeşitli görevler verilir. Hayal gücü, liderlik, takım ruhu ve sevginin birleşiminden bütün zorlukların üstesinden gelip bütün görevleri başarıyla tamamlarlar.  

İzlenip, akıllara kazınacak filmlerden.


Mutlu bir hafta sonu dilerim.


Minik

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Kelime Oyunu 6 8 Jan 2021 10:08 AM (4 years ago)




Beş kelime ile öykü, şiir, deneme, makale yazıları yazma etkinliğine katılmaya çalışıyorum, elimden geldiğince . Bu haftanın beş kelimesini sevgili arkadaşımız Momentos vermiş. 

Kelimelerimiz : Serçe, Bisküvi, Islık, Kelepçe, Mucize.


KELEPÇELİ SEVDA

Uzun zaman olmuştu Bukre'nin kalbinde yaşattığı adamı görmeyeli. Yaklaşık beş ay kadar. Üstelik haber alma imkanı da yoktu.

O sabah, erken kalktı yatağından. Kahvaltısını yapmadan önce sabah yürüyüşü için dışarı çıktı. Markete gidip bir torba bulgur aldı. Evine yakın bir park var. Sık sık o parka gidip, serçe ve güvercinleri bulgur ya da buğday ile besler. Onlar yedikçe de mutlu olurdu.

Parka gitti ve bulgurları büyük bir huzurla savurmaya başladı. O sırada yanından küçük bir kız çocuğu geçiyordu annesiyle birlikte. Kuşları görünce, onların peşinden koşmaya başladı. Yavrucak, gece uyumamış, hep ağlamış, sabah da kahvaltı etmek istememiş, annesi de dışarı çıkarmış. Bizim duygusal kadın Bukre, çantasından küçük pakette bisküvi çıkarıp, küçük kıza verdi.

Çocuk birkaç bisküviyi güle oynaya yedi. Annesi de dua etti Bukre'ye. Kısa bir süre sonra çocuk ve annesi oradan ayrıldı. Bukre yalnız başına kaldı. Derin düşüncelere daldığı sırada bir ıslık sesiyle irkildi. 

Sevdiği adam başı önde vaziyette karşı yoldan geçiyordu. Bukre çok heyecanlandı ve gözlerinden yaşlar boşalıverdi. Bu durum onun açısından mucize gibi bir şeydi. Onu uzun zaman sonra görmek ne kadar mutluluk vericiydi.

Çok enteresan bir sevdaydı onların yaşadığı. Eski zaman sevdaları gibi. Sanki iki yabancı gibi. Birbirleriyle konuşamıyor, arada bir bakışmayla yaşıyorlardı işte. Yani "ömür törpüsü" misali. Bir tek taşın altına mektup koymamışlıkları kalmıştı.

Bukre, çok acı çekiyor ve herkesten saklıyordu bu durumu. Ama kalbine söz geçiremiyordu. İmkansız bir aşk gibi düşünse de an geliyordu, çok özlüyordu.

Ağlaya ağlaya eve geldi. Kahvaltı yapmadı, sadece kahve içti. İçerken de şiir yazdı.

Kelepçe vurdun kalbime giderken

Daha ne kadar sürecek bu belirsizlik,

Umutlarım gözyaşlarımla erirken,

Canımı acıtıyor sensizlik.



Minik

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Bugün Aslında Dündü - Groundhog Day 7 Jan 2021 5:57 AM (4 years ago)

Merhaba,

Birkaç yıl önce izleyip , bugünlerde ihtiyacım olan, bir çoğunuzun bildiği filmden bahsedeceğim.

 Bugün Aslında Dündü - Groundhog Day.

Phil, hava durumu sunucusudur. Çalıştığı kanal o ve ekip arkadaşlarını özel bir bayram etkinliği için başka bir şehire gönderir. Oraya gittiğinde Phil'in hayatı değişir. İlk gün, sabah uyandığından akşam olana kadar o gün yaşadıklarını, ertesi gün ve ilerleyen günlerde tekrar tekrar yaşamaya başlar. Tüm gün boyunca gördüğü kişileri tekrar görür. Önceleri bu durum eğlenceli gelse de zamanla hastalık seviyesine gelir.

Sevdiği kadın Rita 'nın sempatik davranışları sayesinde herşey eski haline döner :)

Hani bazen deriz ya " o günü tekrar yaşasam" diye, öyle bir hisse kapılıyor insan.

Bill Murray zateeen bırakın filmini izlemeyi, fotoğrafına bakınca bile insanı gülümseten biri.

1993 ABD yapımı filmin yönetmeni Harold Ramis.

Oyuncular : Andie MacDowell, Bill Murray, Chris Elliott, Stephen Tobolowsky.

Eeeee , ne demiş büyüklerimiz "Allah bugünümüzü aratmasın" :)

Her günün kıymetini bilelim kiii , dünlere muhtaç kalmayalım.


Sevgiler


Minik

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Paris Manhattan - izledim 3 Jan 2021 10:17 AM (4 years ago)

 Merhaba,

2021 başladı ve bu da ilk yayınım oluyor bu yıla ait :)


Yeni izlediğim bir film ile başlasın o zaman; Paris Manhattan

Woody Allen fanatiği bir eczacı olan Alice , Allen'in bütün filmlerini ezbere biliyor. Ayrıca odasında kocaman bir posteri var. Bir gün orta yaşlı adam Victor ile tanışır. Adam, hayatında hiç Woody Allen filmi izlememiştir. Alice, önceleri bu adamla ciddi bir birliktelik yaşayamayacağını düşünür. Zaman geçtikçe yaşanılanlar Alice'nin düşüncelerinde farklılık oluşturur. Victor, Alice'yi tanışmayı çok istediği Woody Allen ile karşı karşıya getirir, bu vesile ile aşkları da başlamış olur.

Yönetmen: Sophie Lellouche

Oyuncular: Alice Taglioni ve Patrick Bruel başta olmak üzere çok kısa bir süre Woody Allen :)


Mutlu bir hafta olsun hepimiz için .



Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Beş Kelime Oyunu 31 Dec 2020 6:02 AM (4 years ago)

Merhaba,

Sevgili deeptone sayfasında gördüm. Bu hafta kelime oyunu için beş kelime var: Kedi Film Keman Hasret Ağaç.


Ben de bir şeyler yazayım dedim :)

TÜRKAN ABLA

Elli beş yaşına gelmişti Türkan Abla. Eşi vefat etmişti. Çocukları vardı ama hepsinin evi barkı, yuvası vardı. Kendisi istemişti kimseye yük olmadan yalnız yaşamayı. 

Sabahları erken kalkar, namazını kılar, günlük işlerine sarılırdı. Çok titizdi. Sanki evine her an misafir gelecekmiş gibi tertipli, düzenli dururdu.

Kedisi vardı. Bembeyaz olduğu için adını "pamuk" koymuştu. Can yoldaşıydı onun. Çocuklarına olan hasretini onunla gidermeye çalışıyordu. 

Mahalleden pek fazla kişiyle görüşmezdi. İçine kapanıktı, dedikodu yapmazdı, az konuşurdu. Bizim aramız çok iyiydi. Cuma akşamları film izlerdik birlikte, şimdilerde "romantik komedi" dediğimiz tarzda filmler. Mutlu sonlarla biten filmlere bayılırdı. Çok duygusaldı ve herkesin mutlu olmasını isterdi. Kendisi de mutlu bir hayat sürdü eşi ile birlikte.

Eşini anlatırdı bana bazen. Bir keresinde eşinin ona nasıl evlenme teklifi ettiğini anlattı.  Normalde çok utangaç bir adammış ama aşk insana neler yaptırıyormuş. Neyse efendim enişte bey, bir kasete Necdet Tokatlıoğlu'nun seslendirdiği "bir sevgi istiyorum" adlı şarkıyı kaydetmiş, bir arkadaşının da teybini alıp Türkan ablaların bahçesine girmiş. Teybi bir ağaca asmış, sesini de açmış. Türkan abla aniden balkona çıkmış. Romantik enişteyi yerlere kırmızı güllerle kocaman bir kalp şeklinin içinde görünce donup kalmış. 

Dışarı çıkmış, yavaş yavaş sevdiği adama doğru ilerlemeye başlarken çalılıkların arasından elinde kemanla "samanyolu" şarkısını çalan bir genç belirmiş. Türkan abla iyice şoka girmiş. Enişte bey, Türkan ablayı güllerden oluşan kalp içine almış. Önünde diz çökmüş. Cebinden kırmızı bir kutu içinden tek taş bir yüzük çıkarıp evlenme teklif etmiş. Türkan abla "evet" der demez ağlamaya başlamış. O anlatırken ben de ağladım tabii. 

20 yıl birlikte mutlu bir hayat yaşamışlar. Bir gün eşi rahatsızlanmış doktora gitmişler birlikte. Doktor, Türkan ablaya eşinin azıcık ömrü kaldığını söyleyince kadıncağız mutsuzluğu o zaman öğrenmeye başlamış. Eşinden saklamış hastalığını bir süre. Mutlu günlerine devam etmişler. Adam bir gün çok fenalaşmış. Türkan ablayı yanına çağırmış "sen benden sakladın öleceğimi ama ben senden saklamayacağım, ölüyorum ben. Ama çok mutlu yaşadım seninle, bu hayattan da mutlu bir şekilde gidiyorum, verdiğin sevgi ve saygı için teşekkür ederim" demiş ve Türkan ablaya sarılmış. Bir kaç saniye sonra son nefesini vermiş.

O gün bugündür Türkan abla kalben yalnız, ama öyle içten ve gerçekçi bir sevgi yaşadığı için de mutlu.

"Eskidenmiş o saf ve temiz sevgiler, günümüzde yaşananlar o günlerle boy ölçüşemezler" der hep.

 

Gerçek sevenlerle çakışsın yollarınız...


Minik     


Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

KİTAP SAYFALARINDA KAYBOLMAK MİMİ 28 Dec 2020 11:08 PM (4 years ago)

Merhaba,

Bugün de bir değişiklik yaptım. 

Sevgili arkadaşımız peubilge mimlemiş beni. 

Mimin konusu ; kitap sayfalarında kaybolmak.

Aslında çok kitap okuyamıyorum, fırsat bulup okuyanlara da imreniyorum.

1. Tekrar tekrar okumak istediğiniz kitabın adı nedir?

Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin 

Orta okuldayken çok severek okumuştum. Aydan Şener, Kenan Kalav versiyonu diziyi de izlemiştim. Çok ayrı bir yeri vardır bende.

2. Konusuyla sizi içine çekmiş bir kitabı bitirdikten sonra yazara olan övgünüzü / hayranlığınızı nasıl gösterirsiniz?

O kitabı ayrı bir yere koyarım, kimsenin görmeyeceği bir yere. Emekliliğimde de okumak için. Geleceğe yatırım gibi bir varlık olur benim için. Sayfalarının arasına küçük önemli notlar yazar koyarım.

3. Unutamadığınız sizde iz bırakan kitap karakteri / karakterleri 

Bir Dilek Kadar Yakın - Barbara Freethy romanındaki Alexa

4. Okurken kendinizi üzgün , hüzünlü ve ağlarken bulduğunuz kitap var mı?

Olmaz mııı ? 

Bilinmeyen bir kadının mektubu - Stefan Zweig ve 

Yüreğim Seni Çok Sevdi - Canan Tan.

Özellikle Bilinmeyen bir kadının mektubunu okurken çok fena ağlamıştım :'(

5. Çocukken okuduğunuz sizi etkileyen fakat konusunu silik olarak hatırladığınız bir kitap var mı?

Jane Eyre - Charlotte Brontë . 

Çocukluğumda okumuş ve hatta televizyonda animasyon olarak da bölüm bölüm izlemiştim. Tam net hatırlamıyorum, ama filmini izleyeceğim, listemde var.

Eskilere götürdü beni bu mim. Teşekkürler peubilge :)


Sevgiler,

Minik


 


Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Çılgın Çamlar (Fir Crazy On Christmas Tree) 28 Dec 2020 2:46 AM (4 years ago)

 Merhaba,

İzlediğim Noel temalı romantik komedi filmlerine bir yenisini daha ekledim :)

Çılgın Çamlar (Fir Crazy On Christmas Tree)

Sarah Lancaster ve Eric Johnson başrollerde.

Kahramanımız Elise'nin çocukluğu bir ağaç çiftliğinde geçmiştir. Çalıştığı iş yerinden şok bir kararla kovulmuştur. Ailesi ondan ağaç satmasını ister. Ama o çocukluğundan beri sokak başlarında ağaç sattığı için Noelden nefret etmiştir.

Fakat, bu sefer işsiz kaldığı için ailesinin bu isteğini geri çeviremez. Ağaç satarken bir gün, yakışıklı Darren ile tanışır. Hızlı gelişen bir aşkın içinde bulur kendini, hem de hiç aşık olmak istemiyorken :)

Elise zorluklar yaşasa da bütün ağaçları satar ve bu durum onun mükemmel bir aşk yaşamasını da sağlamış olur.

İnsana umut ve huzur veren bir film. Kafa dinlendirici.

Yılbaşı tatilinde evlerimizde olacağımız için böyle filmler can sıkıntısına çare olacaktır :)


Sevgilerimle


Minik


Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Yeni Yılın Renkleri – Dolly Partons Christmas 24 Dec 2020 11:42 AM (4 years ago)

 

Merhaba,

Hafta sonu izlediğim ve etkisi uzun süren bir filmi tanıtacağım size.

Yeni Yılın Renkleri - Dolly Partons Christmas

Dolly Parton adındaki dokuz yaşındaki bir kız çocuğunun yaşam öyküsünü anlatıyor.

Gerçek bir yaşam öyküsüymüş. 

Kıt kanaat geçinen bir ailenin kızı olan Dolly, tabir-i caizse "tuttuğunu koparan" bir çocuktur. Diğer kardeşler ile birleşip, yılbaşında annelerine hediye yüzük almak isterler. Fakat maddi durumları müsait değildir. 

İçim burkuldu izlerken :( Bir kez daha halime şükrettim.


İzlemenizi tavsiye ederim.


Sevgilerimle


Minik




Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Aşk Gurur ve Kardan Adam - Sense Senibility & Snowmen 22 Dec 2020 3:39 AM (4 years ago)

 



Merhaba,

Bugün Aralık 22 ve henüz kar yağmadı. Çocukluğumdan beri yılın bu zamanlarında kar yağmasını isterim. Baktım ki yağmadı, ben de kardan adam göreceğim bir film izleyeyim dedim :)

Aşk Gurur ve Kardan Adam - Sense Senibility & Snowmen 
Ella ve Marianne parti organizasyonu işi yapıyorlar. 
Bir gün yakışıklı bir iş adamı ile karşılaşırlar. Birlikte güzel bir parti düzenlenir, herkes çok beğenir. 
Eee tabii ki kahramanlarımız arasında aşk filizleri çıkmaya başlar. Önceleri biraz gurur ön planda olsa da film mutlu sonla biter :)

Ailece ve özellikle sevgili ile izlenebilecek yumoş bir film.

Sevgi dolu geçsin günleriniz.

Minik



Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Yalnızlık Ömür Boyu 20 Dec 2020 12:59 AM (4 years ago)

 

Merhaba,


Bazen tembellik yapmak lazım.

Fazla düşünmemek, gelecek kaygısı yapmamak kimi zaman. Çok sevmemek mesela; Onu hayatının merkezine koyup gereğinden fazla önem vermemek. Kimsenin, ama hiç kimsenin hayatınızda baki olduğunu düşünmeyerek. 

Hayat bir tiyatro sahnesi ve herkes sahneye gelip, rolünü oynayıp gider. Senaryo baştan yazılıdır zaten, değiştiremezsiniz. Olaylar, davranışlar hep bellidir. Yaşamınıza katılır, yaşatılır ve gidilir. Sonrası mı ? Bir gün ööööylece yalnız kaldığınızı farkedersiniz ve hatta an gelir yaşanılanların bile yalan olduğunu düşünür, meğer eskiden beri yalnızmışsınız düşüncesine dalarsınız.

Şu bir gerçek ki; insanlar yalnız gelir ve yalnız gider bu dünyadan. Hiçbir şeyin bakiliği yok. Bu yüzden bu dünyanın sadece göz kırpan mutluluklarına kendimizi fazla kaptırmamak lazım. Kibirlenmeye, ego tatmin etmeye ne gerek var ki ölüm gerçeğinin olduğu bir evrende. Bitecek işte, bir gün bitecek. Yaşanmışlıklar da, zenginlik de , fakirlik de... İnsan, en çok yaşayamadıklarıyla gidecek.

Mesela bir dileğimiz oluyor, onun için uğraşıyoruz, çırpınıyoruz. Ama onu elde edince bize neler getireceğini ve bizden neler götüreceğini bilmiyoruz. Bir de şu kavram var "insanoğlu elde ettiği şeyin nankörü olur". Gerçekten öyle. Elde edince sanki değeri kalmıyor di mi ? Şu açıdan bakmak gerekirse ; yıllarca bir kadının peşinden koşup, kadından istediği ilgiyi görüp, istediği sözcükleri duymaya başlayınca an gelip kadına karşı duyarsızlaşma nasıl bir nankörlüktür ? Çevrede bunları görünce insanın hiç bir şeye güveni kalmıyor. Yalnızlık tek tercih oluyor.

M.F.Ö ne kadar haklı. Çünkü "Yalnızlık Ömür Boyu"

 



Sevgilerimle,


Minik


 

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

KELİME OYUNU 17 Dec 2020 10:55 AM (4 years ago)

 


Merhaba,

Sevgili arkadaşım deeptone blogunda gördüm bu mimi.

O genelde herkesin mim yapmasını ister, lakin ben anca yavaş yavaş kendime döndüğüm için şimdi yazıyorum :) 

Bu haftanın kelimeleri; zambak, hayal, diyar, özgürlük, dilek.



Mahallemizin yalnız yaşayan teyzesi Hayal Hanım ile sohbet etmeyi hep sevmişimdir. Ne zaman canım sıkılsa ona giderim, dertleşiriz ve mutlu mutlu eve dönerim.

Yine bir gün, gelecekle ilgili sorular sordum ona. Üniversite bitince hangi yolu izlemem gerektiği konusunda tecrübelerinden yararlanmak istedim. Bana tavsiyesi ; okul bitince yüksek lisans için yurt dışına gitmem oldu. "Hayatını iyi bir şekilde devam ettirmek istiyorsan gitmelisin bu diyardan" diyerek beynime işliyordu geleceğimi.

Hayal teyze için özgürlük, hayatının bir parçası oldu. Kimseye kendini ezdirmedi. Bu yaşına kadar tek başına yaşadı. Hiç evlenmedi. Çevresinde insanlar vardı ama kendi içinde hep yalnızdı o. 

Çok güzel giyinirdi, zevkli kadındı gençken. Böyle anlatır kendini bana hep. Doğayı çok sever. Bahçesinde beyaz zambaklar var. Misss gibi kokarlar. İple çekerim onların açmasını.

Sohbetin tam ortasında yerinden kalktı, mutfağa gitti. Bir süre sonra tepside iki fincan kahve ve minik şirin bardaklarda su ile geldi. Bardakların üzerinde Minnie resmi vardı. Çok severiiiiimm.

 "Bu sohbet kahvesiz gitmezdi" dedi ve gülüştük. Kahvesinden bir yudum aldı ve benimle ilgili meseleye döndü. Ben ona bu konuyu düşüneceğimi ama cesaretsiz olduğumu söyledim.

Hayal teyze yüzüme gülerek baktı ve ekledi; "Sana verdiğim tavsiye benim yıllar önceki en büyük dileğimdi. Ben bunu gerçekleştiremedim, bari sen gerçekleştir kızım. Bu gece bu konu ile ilgili dilek tut ve olmuş gibi gözünün önünde hayal et" dedi.

Çok duygulandım o an, boğazım düğüm düğüm oldu. Sonra konuyu değiştirdi, ortam yumuşadı.

Eve geldim, saat epey geç olmuştu. Yatıp uyumam gerekiyordu, sabah sınavım vardı. Uykum gelene kadar hayal kurdum. Yavaş yavaş cesaret geliyordu bana.

Sen çok yaşa Hayal Teyze, iyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın.



Minik





 




Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Noel Hediyesi Bombardımanı - Operation Christmas Drop 17 Dec 2020 2:01 AM (4 years ago)

 




Merhaba,

Eskidendi çok eskiden...
Okul yıllarında özellikle, yılın bu günleri pek bir heyecanlı geçerdi.
Yılbaşı hediye çekilişi yapardık sınıfta. Genelde kimse kime kim çıktığını söylemezdi.
E tabii bir kaç kişi olurdu tüyo veren.

O günlerin özlemiyle bir filme rastladım.

Noel Hediyesi Bombardımanı - Operation Christmas Drop.

Erica Miller adındaki şirin kadın iş hayatında terfi almak için büyük bir hırsla bir kongrede çalışıyor. Yapı gereği, işinde oldukça titiz ve disiplinlidir. Patronu onu Noel günü Pasifik'e önemli bir görev için gönderir. Görevi; buradaki Amerikan hava kuvvetleri üssünün kapatılmasını sağlayacak deliller bulmasıdır. 
Erica, Andrew adındaki bir pilotla tanışır. Zamanla aralarında güzel duygular başlar...
05.11.2020 ' de vizyona girmiş. Daha yeni bir film. Daha fazla anlatmayayım :)

Güzel bir film. İnsancıl duyguları da barındırıyor. 

İzlemenizi tavsiye ederim.

Hayatlarınızda yardımsever insanların olması dileğimle.

Sevgiler,

Minik




Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Safaride Aşk - Love on Safari 13 Dec 2020 10:59 AM (4 years ago)




Merhaba,

Haftaya güzel bir film ile başlamak istedim. Güzel bir hafta olsun diye.

Yine bir Lacey Chabert filmi ; Safaride Aşk.

Kira, yaban hayatı koruma alanı olan Ukuthula'yı satmak için Güney Afrika'ya gider. 

Gittiğinde anlar ki bu satış planı iyi bir plan değildir. Yakışıklı kahramanımız Tom ve kız kardeşi Alley ile birlikte Kira'yı satıştan vazgeçirmek ve onun Ukuthula'da kalmasını sağlamak için epey uğraş verirler.

Filmi beğendim. Ne hikmetse bu da Kanada filmi :)


Mikemmel bir hafta diliyorum sizlere.


Sevgiler


Minik

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Benim Gizli Sevgilim - My Secret Valentine 11 Dec 2020 3:09 AM (4 years ago)

 





Merhaba,

Bugünlerde Lacey Chabert filmlerine taktım.
Çok sempatik geliyor bana bu kadın. Kibar, narin olmakla beraber azimli ve güçlü bir kişiliği olmalı.

Dün gece bir filmini daha izledim.
Benim Gizli Sevgilim - My Secret Valentine.

Chloe 'nin babası üzüm bağlarını satmak ister. Chloe bu satışın olmasını istememektedir. 
Sahip oldukları bağ evinde kalan kiracı ile evin kara tahtasında mesajlaşmaları sayesinde 
hayatının aşkını bulup, üzüm bağını satıştan kurtarır.

Yine mutlu biten ve yüzünüzde tebessüm bırakıp uykuya daldıracak bir film.
Bu filmi izleyince canınız kırmızı şarap isteyebilir :)

Can sıkıntısı için bire bir, şirin bir film.

Sevgi dolu geçsin günleriniz.

Minik 


Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Falling Inn Love 9 Dec 2020 4:41 AM (4 years ago)


 

Merhaba,

Sabahtan beri koşturmaca içindeyim.

Pazara gittim, geldim.Kahvaltıdan sonra işlere gömüldüm.

Biraz ara vermek istedim, çünkü beynim yandı misaliyim :)

Yeni izlediğim bir filmden bahsetmek istedim.

Filmimiz; Falling Inn Love.

Gabriela adında, yarışmadan kazandığı pansiyon sayesinde hayatı değişen genç bir kadını anlatıyor.  Beklenmedik bir şekilde yarışmayı kazanan Gabriela, büyük ödül olarak bir pansiyonun sahibi olur. San Francisco’da yaşayan Gabriela, Yeni Zelanda’da bulunan pek de iç açıcı olmayan pansiyonu yenilemesi için yola koyulur. Pansiyonun tadilatını tek başına yapması mümkün değildir. Yakışıklı bir müteahhitten yardım almaya başlar. Veee yakışıklı müteahhit sayesinde sadece pansiyonu değil aşk hayatına da tadilat yapıp güzelleştirir.

Hoş ve şirin bir film.

Aslında kıza imdendim gerçekten. Pansiyonu o kadar güzel bir hale getirdiler kiii, insan ömrünün sonuna kadar orada huzurlu yaşayabilir yani.

Tam da hayalim, ama tabiii sadece hayal.


Sevgiler,


Minik 

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Mükemmel Resim – A Brush with Love 7 Dec 2020 2:05 AM (4 years ago)


 Merhaba,

Bir kaç gündür sırt ağrım var.  Masaj ve kas gevşeticilerle idare etmeye çalışıyorum. Bir de rahatlatıcı hareketler yapıyorum. Geçer geçeeerr, neler neler geçmedi ki ?

Yorgun durumları sıcak romantik filmlerle geçiştiriyorum :)

Filmimizin adı Mükemmel Resim – A Brush with Love 

Jamie genç ve güzel bir kadın. En büyük hayali çok iyi bir ressam olmak. Karamsar düşünceleri onu bu hayalinden vazgeçirmeye çalışır. Güzel bir resim yapar, hatta bu resim onun hayal panosudur. Resimde gizemli ve onu seven bir adam vardır. Max Jamie'ye yıllardır aşıktır ama bir türlü söyleyememiş ve uzaktan sevmiştir. Jamie de Max'a karşı duygusal bir şeyler hissetmeye başlar. 

Çok romantik ve gizemli bir film.


Sevgiler,


Minik


Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Sevgili John -Dear John 3 Dec 2020 10:50 AM (4 years ago)

 




Merhaba,

Arada bir dışarı çıksam da, zamanın büyük bir çoğunluğunu evde geçiriyorum. Evcimen yapımdan olsa gerek seviyorum aslında evde zaman geçirmeyi. Yılların yorgunluğu var hala, insanların vermiş olduğu yorgunluklar.

Yine bir film izledim. Tabisi de duygusal bir film :)

Sevgili John -Dear John

Çocukluk yıllarında sanki evin cocuğu değil de büyüğü gibi yetişmiş, erken olgunlaşmış kahramanımız John, orduya yazılır, asker olma hevesindedir. Yaşadığı yerden ayrılmadan önce Savannah adında bir kızla tanışır.Aralarındaki ilişki aşka dönüşür. 11 Eylül olayından sonra John'u orduya çağırırlar. İki aşık mektuplaşarak sevgilerini yaşamaya çalışırlar. Sonrasını izleyin bence. 

Bazı sevgiler zorluk olmadan yaşanmıyor-muş.





Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?

Magnolia’da Yılbaşı Partisi - Midnight at the Magnolia 30 Nov 2020 11:27 PM (4 years ago)



Merhaba,

Yoğun tempolu işlerden arta kalan zamanları film izleyerek telafi etmeye devam...

Yeni filmimiz gerçekten de yeni :) 5 Kasım 2020‘de Kanada’da vizyona girmiş.

Magnolia’da Yılbaşı Partisi - Midnight at the Magnolia.

Çocukluktan beri arkadaş ve yerel radyo sunucuları Maggie ve Jack, programlarının ülke çapında yayınlanması hevesiyle, ailelerine ve dinleyicilerine sevgili rolü yaparlar. 

Popüler bir yerel radyo programında flört tavsiyeleri vermektedirler. Patronları onları canlı bir Yılbaşı Gecesi özel etkinliği hazırlamaya teşvik eder.

Babalarının yerel caz kulübü The Magnolia’da güzel duygu yüklü bir parti gerçekleşir.

Sade ve aynı zamanda sürükleyici bir film.
Keyifle izledim :)

Baş rollerde Natalie Hall  ve Evan Williams  var.

Mutlu geçsin günleriniz.

Minik
 

Add post to Blinklist Add post to Blogmarks Add post to del.icio.us Digg this! Add post to My Web 2.0 Add post to Newsvine Add post to Reddit Add post to Simpy Who's linking to this post?